Avrupa’nın Zor Dileması: Savunma mı Sofra mı?
AVRUPA'NIN DÖNÜŞÜMÜ
Soğuk Savaş’ın sona erdiği yıllarda Avrupa devletleri, askeri bütçelerini kısıp sosyal programlara trilyonlarca dolar harcamayı tercih etti.
Bu, Avrupa'nın dış tehditlerden büyük ölçüde uzak kaldığı ve ABD'nin koruma şemsiyesinden yararlandığı bir dönemde, seçmenler arasında oldukça popüler bir stratejiydi.
EĞİLİMİ TERSİNE ÇEVİRMEK
Ukrayna'daki gerilim ise yıllardır yükselmeye devam ederken, ABD'nin dikkatini Çin'e yönlendirmiş durumda.
Bununla birlikte, Avrupa ülkelerinin barış zamanındaki avantajlardan vazgeçmeleri oldukça zor görünüyor. Çoğu ülke, askeri güçlerini savaşa hazırlamakta yetersiz kalıyor.
Silahları tereyağı ile değiştirmek basitti; bu eğilimi tersine çevirmek ise çok daha çetrefilli bir mesele.
"AVRUPA ORDUSUNA ÖNEM VERMİYOR"
Almanya, Avrupa'nın en büyük ekonomisi olarak, askeri üslerinin bakımını ihmal ediyor ve bu alanları spor salonları, yaşlı bakım tesisleri ve emeklilik finansmanı ofisleri gibi sivil amaçlarla kullanıyor.
Soğuk Savaş döneminde Batı Almanya’da 500 bin, Doğu Almanya’da 300 bin askeri bulunurken, günümüzde ordunun yalnızca 180 bin personeli mevcut.
Almanya'nın 1980’lerin sonlarında sahip olduğu 2 binden fazla Leopard 2 ana muharebe tankı, bugün yalnızca birkaç yüz operasyonel tank ile sınırlı kalmış durumda.
TEHDİT SEVİYESİ VE GEREKENLER
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, gelecek yıl için talep ettiğinden daha az askeri harcama almasının ardından yaptığı açıklamada, "Bu durum beni üzüyor. Tehdit seviyesinin gerektirdiği hızla gerçekleştiremeyeceğim bazı şeyler olduğunu gösteriyor." şeklinde konuştu.
"AVRUPA ÜLKELERİ NATO'DA ABD YÜKÜNÜ PAYLAŞMALI"
NATO’nun askeri harcamalarının üçte ikisini karşılayan ABD'deki bazı başkan adayları, Avrupa’nın bu yükün önemli bir bölümünü üstlenmesi gerektiğini savunuyor.
Donald Trump'ın başkanlık döneminde oluşturduğu baskı, yeniden seçilmesi durumunda artarak sürecek gibi görünüyor.
Eski başkan, Avrupa ülkelerinin NATO’nun belirlediği yüzde 2 hedefini aşarak gayrisafi yurtiçi hasılalarının en az yüzde 3’ünü bu örgüte tahsis etmeleri gerektiğini vurguluyor.
"DÖNÜM NOKTASI"
Münih merkezli Ifo düşünce kuruluşu, Soğuk Savaş sonrası Avrupa'nın askeri harcamalarındaki kısıtlamalarla 1991’den bu yana 1,8 trilyon euro tasarruf ettiğini bildirdi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Almanya, bunun bir "dönüm noktası" olduğuna işaret ederek gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 2’sini askeriyeye ayırma kararı aldı; fakat atılan adımlar genel olarak yeterli bulunmuyor.
ALMANYA SAVUNMAYA PARA HARCAMAK İSTEMİYOR
Almanya'nın 2025 yılı bütçesi için bu yıl başlarında gerçekleştirilen müzakerelerde Maliye Bakanı Christian Lindner, sosyal harcamaları üç yıl süresince dondurarak savunma bütçesine kaynak aktarmayı önerdi.
Ancak bu öneri, koalisyon ortakları tarafından reddedildi ve temel savunma bütçesine 2024’e göre yalnızca 1,2 milyar euro eklenmesi kararlaştırıldı; bu da askeri personele yönelik son maaş artışını karşılamaya yetecek kadar bir miktardı.
"SOSYAL HARCAMA GEREKLİ"
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, radikal sağın yükselişi gibi tehditlere dikkat çekerek, "Orduya daha fazla bütçe ayırmanın gerekliliği düşüncesine karşıyım; refah devletinden vazgeçme fikrini tehlikeli buluyorum. Ülkeyi bir arada tutmak için sosyal harcama şarttır." yorumunda bulundu.
SİLAH MI TEREYAĞI MI?
Dünyaca ünlü gazete Wall Street Journal, bu ikilemi "Silah mı tereyağı mı?" sorusuyla özetliyor.